Ey İnsan Adını Taşıyan Varlık

Ey, insan adını taşıyan varlık, kendine gel, uyan gafletten artık! Saadet yolunu görmezsen nadan, Niye vermiş sana bu aklı Yezdan? Niçin geldin fânî cihana, böyle! Yalnız yemek içmek mi, söyle? Bilirsin, bir ruh da vardır insanda, Psikoloji olayları meydanda. Muhakkak, dünyaya gelen ölüyor. O zaman ruhlar aceb n’oluyor? İleriyi görmek, elbet insanlık. Bunu sağlar sanma…

Doğru İtikad Şiiri

(Ehl-i sünnet) îtikadı, nazım üzre ey civan, oldu aşağıda sana, açık dil ile beyan: Doğru olan îtikadı, ister isen kardeşim, gece gündüz, bu kitabı oku hem de, pek candan! Ruhuna rahmet eylesin, Hak, Ebû Hanîfe’nin, Kuran yolunu gösterdi, bize o yüce Numan. Dünyaya gönül bağlama, akar ömür su gibi, İslamiyete uyan kimse, her dem olur…

Ah Yazık

AH YAZIK! Ömrüm boş şeylerle geçti, ah yazık! Yarını hiç düşünmedim, ah yazık! Hep hevaya bina kurdum, şaşkınca, din temeli çürük oldu, ah yazık! Affı sonsuzdur diyerek, pek azdım, (Kahhar) ismini unuttum, ah yazık! Daldım günaha, yapmadım hiç hayır niçin doğru yoldan saptım? Ah yazık! Mal için, makâm için hep uğraştım, sonsuz nimetlerden oldum, ah…

Izdırab Dolu Bir Rüya

Izdırab dolu, rüyadır bu hayat, doğmuşuz ölmek üzere, değil mi? Zevk ile geçerse de, birkaç saat, derd kovalar, zevklerin her birini! Gideriz her an, cehil ve gafletle, ölüm denizi dibine hasretle. Türlü mihnetle ve bin meşakkatle, mahvu perişan eder dünya bizi. Biz ise seyr eyleyip, bu bünyadı, ararız halkı için, nedir badi. Halıkı, halkı ve…

Gel Kardeşim İnkar Eyleme

Gel kardeşim, inkâr etme, kıl insaf! Kıymetli ömrünü, eyleme israf! Kalbini nefsin arzusundan koru! Dışın gibi için dahi olsun saf! Bakır ile karışınca bir altın, alırsa, beğenir mi onu sarraf? Liseyi bitirdim diye övünme! Sakın hem, düşünmeden söyleme laf! Meârif ehlini bul, onu dinle! Böylece Haktan ire sana eltaf! Hakikat denizine varıp dal, ve, çıkar…

“Dağların” Şiiri

Kış günleri gidip, bahar gelince, açılır gafletten, gözü dağların. Donanır, süslenir, gonca güllerle, geçmez bülbüllere, nazı dağların. Gece gündüz, tesbîhledir işleri, Allah, Allah söyler, daim kuşları. Göklere uzanmış, sanki başları, duâ kıblesine, yüzü dağların. Kudretten, hepsine, hulle biçilir, Hak rahmeti, üstlerine saçılır. Türlü türlü, çiçekleri açılır, Cennet-i aladır, yazı dağların. Bakıp doyulmaz, yeşil alanlara, hidayetler…

Geldim Cihana

Ezelde takdir olunan ânda, geldim cihana, ruh çıkınca ten sarayım yıkılıp viran olur. Su, toprak ve gazlardan, cismim geldi meydana, yer altında çürüyerek, hak ile yeksan olur. Bu beden parçalanarak, bir avuç toprak kalır, her zerresi dağılarak, hududsuz meydan olur. Anaerobik mikroblar, cismime hücum eder, benliğimi onlar alup, varlığım nihan olur. Sonra duygu organlarım, toplanır…

Kün Deyip Ol Pervendigar

Çün ezelde, kün deyip ol perverdigâr, bir bedîa halk edip, o kirdigâr. Rûh deyû nâm eyledi, ol dilbere, künhünü bildirmedi âcizlere. Bu değildi, âlem-i halkdan, meğer, âlem-i emr-i Hudâdır mu’teber. Şöyle fermân eyledi, Rabb-i mu’în, âmir ol nefse, ona uyma sakın! Çünki rûh, emr-i Celîli dinledi, ol mübârek, gör ki, oldem neyledi: Tutdu fermân-ı Hudâyı, o latîf,…

Ey Nazlı Yavrum

Ey nazlı yavrum, unutmam seni, aylar, günler değil, geçse de yıllar! Yaktı, mahvetti, ayrılık beni, çıkar mı gönülden, o tatlı diller? Kıyamaz iken hiç, öpmeye tenin, şimdi ne haldedir, nazik bedenin? Andıkça her zaman, gonca dihenin, yansın ahım ile kül olsun güller! Tegayürler gelip, güzel cismine, döküldü mü, siyah kaşlar yüzüne? Sırma saçlar, dağıldı mı…

Ârif-i Kâmil Kelâmın Duymaya İrfan gerek

Ârif-i kâmil kelâmın duymaya irfan gerek, sırr-ı muğlaktır gönülde zevk ile vicdan gerek! Bir hazinedir tasavvuf, mâlik olmaz her hasis, bulmaya anı cihanda, bir yiğit sultan gerek! İnci taşıyan sedefe, kavuşmak kolay olmaz, bulunmaz nehir içinde, bahr-i bi payan gerek! Mârifet davası eden, sahtekar bilmez mi ki kalpteki arzuya elde, huccet-ü burhan gerek! Ârif gezer…